| 
 Toplumsal bir yaşam biçimi olan insanın   birlikte bulunduğu insanlarla duygu, düşünce ve istemlerini aktararak   işbirliği içerisinde bilgi alışverişi, paylaşımı yaparken içinde bulunduğu   toplumun kullandığı geleneksel sesli sembolleri kullanması gerekir. Araştırmalara   göre uyku saatleri dışında kalan sürenin yaklaşık % 75 i sözlü iletişimle   geçmektedir. Sözlü iletişimle geçen sürenin %75 in %30 u konuşarak, %45 i ise   dinleyerek geçmektedir. Yeryüzündeki toplumların tamamına yakınında   kullanılan iletişim şekli konuşmadır. Kişi sözel iletişimini herkesin uygun   gördüğü bir tonda, akıcılıkta, frekansta ve seste sunamadığında bir takım   tepkilerle karşılaşır. Kişi konuşurken ne anlattığından ziyade nasıl   konuştuğuna dikkat edilirse, konuşma hoş olmayan bir hal almışsa buna bozuk   konuşma, farklı konuşma, kötü konuşma, kekeleme denir. 
Konuşma toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası   olan iletişimin en önemli öğelerinden birisidir. İnsanlar konuşarak duygu ve   düşüncelerini birbirleriyle paylaşabilir, birbirlerini anlayabilirler. Sosyal   iletişim anlamı olan ve anlam davranışlarını etkileyen sinyallerden oluşur.   Konuşma ise kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli ilişki kurma ve   sürdürmesine yarayan geleneksel sesli sembollerin kullanıldığı bir iletişim   sistemidir. Günlük yaşamın önemli bir iletişim aracı olan ve sürekli   kullanımı sayesinde konuşma son derece karışık fikirlerimizin bile   anlaşılmasında çok etkili bir iletişim sistemi olarak gelişmiştir. İnsanın   yaşantısını sürdürebilmesi, çevresiyle ilişki kurabilmesi için dil yolu ile   kurduğu iletişim son derece önemlidir. Dil, insanların birbirleri ile   iletişim kurabilmeleri için seslere, sözcüklere, beden devinimlerine ve başka   sembollere yüklenmesidir. İnsanlık tarihinin en büyük buluşlarından biri olan   konuşma, dilin sözlü anlatımı olup, kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli   ilişki kurma ve sürdürmesine yarayan, geleneksel sesli sembollerin yer aldığı   tüm bedensel tepkiye dayanan bir iletişim dizgesi olarak tanımlanmaktadır. 
İnsanın önemli bir dereceye kadar uygarlaşması,   insanın yaşantıları paylaşma, fikirlerini değiştirmeye, bilgiyi bir kuşaktan   diğerine aktarma yeteneği sayesinde geliştiği için konuşma çok önemlidir.   Konuşma olmadan uygarlığın olmayacağı bir gerçektir. En ilkel toplumlarda   bile insanlar birlikte yaşadıkları için birbirleriyle konuşarak anlaşırlar.   Ancak bu yolla duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarabilirler ve   birbirlerini anlayabilirler. Konuşma insanları hayvanlardan ayıran birkaç   yetenekten biridir ve düşünme yetisi ile yakından ilgilidir. Konuşma doğuştan   getirilmeyen sonradan öğrenilen bir beceri olduğu için öğrenmeyi etkileyen   etmenler konuşmanın öğrenilmesini de etkiler. Konuşmaya uygun olan bir   ortalama ve iyi konuşma örneğine sahip olan çocukların konuşmaları daha   düzgün olabilir. 
  
  
 |