Her düşüncenin her duygulanımın her davranışın beyinde biyokimyasal karşılığı vardır. Beyindeki elektriksel aktivitenin niteliğine göre düşünce, duygu ve davranışlar ortaya çıkar. Korku, sıkıntı ve stres gibi duygular otomatik olarak kişinin fiziksel yapısını etkiler. Bu duyguların oluştuğunu hisseden organizma tedirginlik duyar. Tedirginlik vücut kaslarının gerilmesi, ağzın kuruması, nefesin daralması, bağırsak hareketlerinin artması ve bazen terleme bazen üşüme şeklinde kendini gösterebilir. Bu durum kişinin beyin aktivitesinin zayıfladığının, irade kontrolünü kaybettiğinin işaretidir.
Organizmayı bütünsel çalışması için kontrol duygusunun kazanılması gerekir. Kontrolü kaybettiğimiz zaman sıkıntı ve stres açığa çıkarak organizmayı açmaza sürükler. Panik bozuklukta, sosyal fobide, özgür fobide, anksiyete bozukluğunda ve diğer bütün rahatsızlıklar kontrol duygusunun kaybedilmesi ile başlar. Böyle bir durumda ilk yapılması gereken kontrol duygusunun tekrar kazanılmasına çalışmaktır.Kişi duygularını, düşüncelerini, kontrol edemediğinde kontrol çalışması vücut üzerindeki kaslar üzerinden temin edilebilir ki burada birçok farklı kazanç söz konusudur. Kişi düşüncesi ile gevşemeye, rahatlamaya ve sıkıntıdan kurtulmaya çalışmaktadır. Bunun için gevşeme ve rahatlama çalışmalarını öğretebilirsek kontrol duygusu bireyin kendisine geçer ve kısır döngüyü bu şekilde kırmış olur.
Düşünce ve duygu üzerinde kontrolünü kaybetmiş kişide kontrol oluşturmanın ilk yolu, nefesinin kontrol edilmesinin ve düşünceyi nefese odaklamasının sağlanmasıdır. Beynin çalışma programları aynı anda iki şeyi düşünebilmeye izin vermez. Beyin iradi dikkatle aynı anda iki işi yapamaz. Otomatizmal olarak birçok fonksiyonu aynı anda yapabildiğimiz halde, iradi dikkatle aynı anda ancak tek bir şeye yoğunlaşabiliriz. Düşüncemizi en kolay şekilde nefesimize odaklayabilir, nasıl nefes alıp verdiğimizi, düşündüğümüzü ve nefesin ritmini kontrol edebildiğimizde, kontrol edilemeyen bu organizmada kontrol edilebilir bir başlangıç yapılmış olur.
İradi dikkatimiz ve seçimimizle nefesimiz üzerine kuracağımız kontrol duygusu bir süre sonra yavaş ve sakin nefeslere dönüşerek beynin biyolojik yapısını değiştirir. Rahat ve sakin alınan bu nefesler vücudumuzda otomatik olarak gevşemeyi temin eder. Gerilimden kurtulup gevşemeye doğru yoğunlaşmayı sağlar.
Nefes kontrolü ile kazanılan iradeyi yeniden ele alma duygusu, kaslarımızın gerilip gevşetilmesine izin verir. Gerilim içerisinde bulunan kaslar gerilimlerinden habersizdir. Kişinin iradi dikkati, nefes alış verişleri üzerine çevrilerek gerilmiş olan kaslarının nefes alış verişleri ile birlikte gevşetebileceği gösterilir. Özellikle ayaklardan veya ellerden başlayan gevşeme kişinin inancıyla pekişerek devam eder. Nefes ile başlayan kontrol duygusu oto telkinlerle tüm adale yapısının gevşemesi yönünde ilerletilir. Bu süreç içinde tüm kas grupları gevşetilerek fizik beden üzerinde tam bir kontrol sağlanır. Nefes, sinir sistemi ve adale yapısı üzerinde kurulan bu kontrol duygusu ve gevşeme hali sağlandığında panik atağın, korkunun, sosyal fobinin ve anksiyetenin getirmiş olduğu stres dalgasından özgürleşilir.
Fizik beden üzerinde oluşturulan rahatlama ve gevşemeden sonra bunun kalıcı olabilmesi için düşüncenin hemen işe katılması gerekir. Bu aşamada hemen bilinçaltından atak yapan olumsuz duygu ve düşüncelerin olumlamalarla değiştirilmesi gereun hale dönüşür.kir. Bu sağlanamazsa bir süre sonra gizlenen olumsuz duygu ve düşünceler varlığımızı yeniden rahatsız edebilirler. Bu tekrarın oluşmaması için diyafram kullanımı ile düzenli nefes alış verişinin sağlanması ve bir süre dikkatle izlenmesi gerekir. Bütün sorun azalan nefes hacminin yeniden kazanılması,yetersiz solunumun oluşturduğu guygu, düşünce ve hareket kontrolsüzlüğünün giderilmesidir.
Daha sonraki aşamada nefes egzersizi, kas gevşemesi ve olumlama çalışmaları ile kontrol duygusunu kazanmış kişinin bilinçaltını temizleme çalışmalarına geçilmelidir. Holoterapi nefes çalışması ile bilinçaltında kayıtlı geçmiş deneyimlerin duygusal tıkanıklıkları ile yüzleşmeler sağlanmalıdır. Her korku yaratan düşünce ile yüzleşerek nefes çalışmaları ile istenildiği zaman korkularında kontrol edilebileceği gösterilir. Düzenli nefes çalışmalarına devam edildiğinde beynin biyolojik alt yapısı da bundan etkilenip ona en uyg
Mustafa Kartal
|